Mizahi tonlar taşıyan ama bir o kadar da düşündürücü bu ironik yazıya Kağan Han adlı kullanıcının sosyal medyasında rastladım:
“Kendi bahçesinde soğan, maydanoz, marul yetiştiren ve bunları kapı önünde satan, bir o kadar tehlikeli bu teyze sonunda adaletten kaçamadı. Yıllardır süren bu yasadışı faaliyet, sabah saatlerinde zabıta ekiplerinin başarılı operasyonuyla son buldu.
Bu soğan mafyası yakalanmasaydı, kim bilir devletin vergi kasasında ne kadar büyük bir delik açılacaktı! Bu suç makinesi teyze, şüphesiz devletin ekonomisine verdiği zararla, diğer büyük suçlularla yarışır hale gelecekti.
Neyse ki, adalet yerini buldu ve bu yasadışı tarım operasyonu sonlandırıldı. Böylece halkımız, huzur içinde sokakta yürümeye devam edebilir!”
TÜRK’ÜN TEKNOLOJİ İLE İMTİHANI
Değerli okurum Ali Aktulga çektiği bir fotoğraf eşliğinde pratik zekamıza (!) anlamlı bir vurgu yapmış:
“Şakir Zümre Soba Fabrikası’nı uçak fabrikasına çevirmekle başlayıp, bize vermediği hassas kameranın feriştahını yapıp Kanada’ya vermeyen ve harp sanayiinde bize satılmayan her yüksek teknolojik ürününün daha iyisini yapan Türk zeka ve emeğine, İBB’nin teknik personeli süper bir buluşla katkıda bulunmuş, ben şahidim…
Metro İstanbul Masko istasyonunda gördüğüm düzenek, teknolojinin geldiği son noktanın bir göstergesiydi adeta.
“Akan çatının suyunu toplama kolektörü” fotoğrafta göreceğiniz gibi basit ama fonksiyonel bir düzenek.
SEN DE Mİ MUSLERA?
Köşemizin aktif takipçilerinden Bekir Kurt ligin en centilmen futbolcusunun sonunda bize benzemesinden endişeli: “Merhabalar Yüksel bey, ben de sizin gibi sporsever bir izleyiciyim. Olimpiyatlarda yaşadığımız, bana göre ‘aldığımız’ hezimetten sonra Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi içimi çok ama çok acıttı. Oysa ne güzel hayal etmiştim, hem Mourinho’lu Fenerbahçe’yi hem de son senenin rekor kıran şampiyonu Galatasaray’ı gruplarda izleyecektik. Düşünmesi bile çok heyecan vericiydi. Ama malum, herkesin bildiği nedenlerden dolayı olmadı. İçimi daha çok acıtanı, Muslera gibi sakin, efendi bildiğimiz hem de takım kaptanının, gol attığı için sevinen futbolcuya attığı tekmeydi. Bu beni çok üzdü. Umarım Galatasaray hem Muslera’ya ceza verir hem de bir özür mesajı gönderir Young Boys takımına. Büyük takıma da bu yakışır. Muslera’nın da bir özür borcu var tabii. Galiba bu futbolcuyu da kendimize benzettik. Her akşam televizyonlarda sudan sebeplerle cinayetleri, şiddet olaylarını seyrederek bize benzedi. Umarım daha fazla benzemez.”
FUTBOLDAKİ BÜYÜK HATA
Değerli okurumuz Necdet Taylan, futbol yayınları sırasında gözden kaçan önemli bir hatanın altını çiziyor: “Yüksel bey merhaba, Bazı spor haberlerinde rastladığım hatayı sizin aracılığınız ile paylaşmak istiyorum: İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü’nün sponsorluk anlaşması gereği ismi “Rams Başakşehir” olup bu isim sadece Trendyol Süper Lig ve Ziraat Türkiye Kupası maçları için geçerlidir. Avrupa maçlarında ise sadece “Başakşehir” kullanılır. Bu vesileyle Başakşehir ile birlikte Avrupa’da mücadele eden tüm takımlarımıza da başarılar dilerim.”
Ne demiş?
Okurumuz Şükrü Çelik’ten enfes bir yorum: “Olimpiyat oyunlarını sağlam sporcularda sıfır altınla kapatırken, şu anda paralimpik dalda dört altın kazandık. Acaba olimpiyat başlamadan bu sağlam olanların hiç değilse serçe parmaklarını kırsaydık sonuç farklı olur muydu?”
Gaf kürsüsü
Kanal D Haber’den bir alt yazı faciası: “Halka uzun durun denildi.” (Tabii ki “Uzak durun” olacaktı)
Zap’tiye
Daha birkaç yıl önce para üstü için bozuğu olmayan pazarcı, fileye 2-3 tane limon atardı. Şimdi kilosu 100 lira olduğu için neredeyse kredi kartına taksit yaptırıyoruz…
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024SPOR
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024GÜNDEM
16 Ekim 2024